Osteoporoz sessiz ama tehlikeli bir hastalık
Özel Ümit Hastanesi FTR Uzmanı Dr. Semiha Ülkü Gül, kemik erimesi olarak bilinen osteoporozun erken dönemde belirti vermediğini, bu nedenle risk grubundaki kişilerin düzenli ölçüm yaptırması gerektiğini söyledi.
Özel Ümit Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR) Uzmanı Dr. Semiha Ülkü Gül, osteoporozun (kemik erimesi) kemik mineral yoğunluğunun azalması sonucu kemiklerin kırılgan hale gelmesi durumu olduğunu belirtti. Osteoporoz kelimesinin anlam olarak “süngerimsi, gözenekli kemik” anlamına geldiğini ifade eden Dr. Gül, yaşlanmayla birlikte kas dokusunda da kayıplar yaşandığını söyledi. “Bazı kişilerde bu kayıp daha hızlı olur ve bu kişilerde kırık riski çok daha yüksektir” dedi.
Kimlerde daha sık görülür
Dr. Gül, hastalığın özellikle bazı gruplarda daha sık görüldüğünü vurgulayarak şu bilgileri paylaştı: “Menopoz sonrası kadınlar, 70 yaş üzeri erkekler, tiroid veya diğer hormonal hastalıkları olanlar, barsak emilim bozukluğu bulunanlar, uzun süreli kortizon kullananlar, ailede osteoporoz öyküsü olanlar, düşük vücut kitle indeksine sahip bireyler ve kalsiyum açısından fakir beslenen kişiler risk altındadır.” Osteoporozun erken dönemde belirti veren bir hastalık olmadığını ifade eden Gül, “Hastalığın ilerlemesiyle birlikte küçük bir travma sonrası kırık, sırt ve omurga kemiklerinde çökme, sırt ağrısı, kamburluk ve boyda kısalma gibi belirtiler ortaya çıkar” dedi.
Kemik yoğunluğu ölçümleri yapılmalı
Dr. Gül, osteoporozun sessiz ilerleyen bir hastalık olduğunu hatırlatarak, kırık oluşmadan teşhis ve tedavi edilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Risk faktörü taşıyan kişilere DEXA cihazı ile kemik yoğunluğu ölçümleri yapılmalıdır. Ölçüm sonuçlarına göre osteoporoz tespit edilen hastalarımıza kemik dayanıklılığını artıran ilaçlar, kalsiyumdan zengin beslenme önerileri, kemik kitlesini korumaya yönelik egzersizler ve düşmeden korunmak için denge-koordinasyon egzersizleri uygulanmalıdır.”


